Ücretsiz izin müessesesi hukukumuzda yıllardır olmasına rağmen uygulama alanını Pandemi döneminde daha çok görmekteyiz. Torba yasa ile Covid-19 salgını döneminde geçici bir düzenleme yapılarak işverenin belirli koşullar halinde personellerini kısmen/tamamen ücretsiz izne ayırmasına imkan verilmiştir. Halihazırda da pek çok firma yasanın kıldığı bu imkandan yararlanmaktadır1.
Peki bu dönem içerisinde tarafların birbirine olan borç/yükümlülükleri devam etmekte midir? Covid-19 salgın dönemi için getirilen bu geçici düzenleme salgın öncesindeki dönemde uygulanan ücretsiz izin prosedüründen farklılıklar (fon desteği, personelin muvafakatinin alınmasına gerek bulunmaması vb) arz etmektedir. Gerek içerisinde bulunduğumuz zorlu sürecin etkileri gerek farklılıklar nedeni ile bu geçici düzenlemenin uyuşmazlıklarda farklı etkiler yaratması ihtimal dahilindedir. Sürecin taze olup halen devam etmesi nedeni ile bu etkiler ilerleyen dönemlerde ortaya çıkacak olup halihazırda emsal bir içtihat/mahkeme kararı bulunmamaktadır. Mevcut yasal düzenlemelerde de bu dönem için getirilen ücretsiz izin uygulamasında tarafların borç/yükümlülüklerine ilişkin ayrıca ve açıkça bir husus öngörülmediğinden, söz konusu durumu halihazırdaki yasal düzenlemeler ve içtihatlar ışığında değerlendireceğiz.
Kural olarak ücretsiz izne ayrılan personellerin iş sözleşmeleri askıdadır. İş sözleşmesinin askıya alınması ile iş sözleşmesinden kaynaklanan temel borçlar (personelin iş görme borcu ile işverenin ücret borcu) askıya alınmış olur. Askı süresince iş sözleşmesi varlığını sürdürmeye devam eder, ancak tarafların temel borçları bu süreç içerisinde ertelenir.
Askı süresince tarafların temel borçları dışındaki işverenin personeli gözetme borcu, personelin de sadakat borcu aynen devam eder. Bu kapsamda bu dönem içerisinde işveren gözetme borcu kapsamında personelinin kişilik haklarını ihlal eden tutum/davranışlarda bulunamayacağı gibi personel de sadakat borcu kapsamında işverenine zarar verebilecek tutum/davranışlarda bulunamayacaktır.
Rekabet etmeme borcu, personelin sadakat borcunun bir uzantısıdır2. Taraflar arasındaki iş sözleşmesinde rekabet yasağına dair herhangi bir yazılı düzenleme bulunmasa ve/veya taraflar arasında yazılı rekabet yasağı sözleşmesi yapılmasa da personel iş sözleşmesi süresince işvereni ile rekabet etmeme borcu altındadır.
Ücretsiz izin döneminde personelin sadakat borcu devam ettiğinden personelin işvereni ile rekabet etmeme borcu da devam etmektedir. Bu sebeple, bu dönem içerisinde personellerin işvereni ile rekabet teşkil edebilecek tutum/davranışlarda (çalıştığı işyerinin müşterilerini rakip firmalara yönlendirmesi, işvereni ile aynı alanda faaliyet gösteren işyeri açması, işvereni ile rakip olan firmalara iş yapması/menfaat ilişkisi içerisine girmesi vb) bulunmaması gerekir. Aksi durumda rekabet etmeme borcuna aykırılık teşkil eden davranışın ağırlığına ve somut olayın özelliğine göre işverenin personelin iş sözleşmesini İş Kanunu’nun 25/II gereğince haklı nedenle feshetme hakkı bulunmaktadır. Rekabet etmeme borcuna aykırılık nedeni ile işverenin iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmesi ise fesih yasağı kapsamı dışındadır.
Böyle bir durumda (somut olayın koşullarına göre) işveren iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebileceği gibi koşullarının mevcut olması halinde bu husustaki zararlarının tazminini de talep edebilir.
Bütün bu hususlar ışığında, personelin ücretsiz izin döneminde işvereni ile rekabet teşkil edebilecek tutum/davranışlardan kaçınması gerektiği, iş sözleşmesindeki işgörme ve ücret ödeme borcu dışındaki sadakat borcunun halen daha devam ettiği unutulmamalıdır.
Av. Büşra Uysal Tuna