Open/Close Menu Hukuk ve Danışmanlık - Legal and Advisory

 İnternette Yapılan Yayınların Kişilik Haklarını veya Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Etmesi Nedeniyle İçeriğin Yayından Çıkarılması ve Engellenmesi

Teknolojinin hızla ilerlemesi ile birlikte internet kullanımı da buna paralel olarak hızla artmaktadır. Artık kişiler haberleri ve gündemi internetten takip etmekte ve haberleşme aracı olarak da interneti kullanmaktadır. İnternetin bu şekilde kullanımı ile de; internet ortamında yapılan yayınlar ve paylaşılan yorumlar geçmiş yıllara nazaran daha bir dikkat çekmektedir. 2007 yılında yayınlanan 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ile internet ortamında kişilik haklarını ihlal edici veya özel hayatın gizliliğini ihlal edici haberler, yazılar ve hatta paylaşımların internetten yargı organı ile kaldırılmasına açıkça imkan tanınmıştır. Bugün, hakkınızda yayınlanan bir haber, bir yazı hatta sosyal paylaşım sitelerinde 3. kişilerin aleyhinize yapmış olduğu yayınlara/paylaşımlara karşı başvuruda bulunmak mümkündür. 5651 sayılı Kanun’da 06.02.2014 tarihinde yapılan değişiklikten sonra; her ne kadar internetteki yayınlar hakkında cevap ve düzeltme hakkınızı kullanamıyor olsak da; kişilik haklarınızı ihlal eden yayınlar ile ilgili aleyhinize yayını yapan kişi/lere yazılı ihtar çekmenize gerek kalmaksızın doğrudan Sulh Ceza Hakimliği’ne, özel hayatınızın gizliliğini ihlal eden durumlarda da doğrudan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na başvuruda bulunarak aleyhinize yapılan yayınların yazı içeriğinden çıkarılmasını ve bu yayına erişimin engellenmesini talep etme hakkınız bulunmaktadır.

Pratik hayatta bu konuyla ilgili karşılaşılan olgular ise iki başlıkta toplanmaktadır. Bunlardan birincisi; hakkınızda yalan/gerçeği yansıtmayan haber veya yazının yayınlanmış olması veyahut sosyal paylaşım sitelerinde aleyhinizde paylaşımda bulunularak kişilik haklarınızın ihlal edilmiş olabilir. Örneğin; sizinle yakından ve uzaktan ilgisi olmayan bir olayda isminiz geçirilerek veya tarafınıza iftira atılarak kişilik haklarınız ihlal edilmiş veyahut tarafınıza hakaret edilmiş olabilir.

Bu şekilde kişilik haklarınıza saldırıda bulunulduğu gibi; 3. kişi ile birebir yaşamış olduğunuz ve başka kişilerin bilmesini istemediğiniz bir olay veya an bu 3. kişi veya başka kişiler tarafından dile getirilerek yayın yapılmış veyahut internet ortamında paylaşılarak özel hayatınızın gizliliği ihlal edilmiş de olabilir. Örneğin; eski ortağınız veya partneriniz, sizinle arasında geçen bir diyalogu veya anı aleni bir şekilde paylaşmış olabilir. Bu iki ana tema çerçevesinde karşılaşmış olduğunuz durumlara karşı; içerik sahibine veya erişim sağlayıcısına yapmış olduğunuz başvurular maalesef ki her zaman olumlu sonuç vermemektedir. İş bu sebeple, 5651 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikle doğrudan mahkemeye başvurma imkanının verilmiş olması önemli bir gelişmedir. Bu konuyla ilgili, yargı organının aradığı kıstaslar ise; kişilik haklarınıza yapılmış bir saldırının olması veya özel hayatınızın gizliliğinin ihlal edilmiş olmasıdır. Tabiki de, haber niteliği taşıyan yazılar ile ilgili değerlendirmelerde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önemle vurguladığı “basın özgürlüğü” ilkesi ana temayı teşkil etmektedir. Ancak, unutulmamalıdır ki, “basın özgürlüğü” çerçevesinde haber yapılabilecek olsa da, hiçbir haber/yazı bir kişinin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına kişilik haklarının ihlal edilmesine sebep teşkil edemez. Bununla birlikte, sosyal paylaşım sitelerinde aleyhinize yer alan yorumlar veya paylaşımlarda da, ilk akla gelen kişilerin kendi sayfalarında yer verdikleri yorumlara müdahalenin ne derece olabileceğidir. Normal koşullarda, çeşitli sosyal paylaşım sitelerinde kişiler dilediği gibi paylaşımda ve yorumlarda bulunuyor ve sosyal paylaşım siteleri her bir paylaşım/yorumun hukuka uygunluğunu denetlemiyor olsa da, sosyal paylaşım sitelerinde yer verilen hususların “Topluluk Kuralları” adı verilen kurallara uygun olması gerekmektedir. Bu bağlamda sosyal paylaşım siteleri her bir paylaşım/yorumun Topluluk Kuralları’na uygunluğunu birebir denetlemese de, ilgili paylaşım/yoruma karşı bu paylaşımı/yorumu görebilen herkes ilgili siteye şikayette bulunma hakkına sahiptir. Tabiki de, bunlarla ilgili işleyen prosedür uzun sürebilmekte ve sosyal paylaşım sitesinin duruma verdiği cevap her zaman beklentinizi karşılamayabilmektedir. Mahkemelere yapılan başvurularda ise, hakimin başvuru tarihinden itibaren kişilik haklarının ihlali durumunda (5651 sayılı yasa m.9) 24 saat içerisinde, özel hayatın gizliliğinin ihlali durumunda ise (5651 sayılı yasa m.9/A) maddede belirtilen prosedürün tamamlanması ile birlikte hakimin 48 saat içerisinde karar verme zorunluluğu bulunmaktadır. Hakim, talebe ilişkin belirtilen süreler içerisinde karar verir; ancak mahkeme kalemlerindeki iş yoğunluğu ve dosya sayısının fazlalığı nedeni ile tebligat aşaması beklenenden daha uzun süre bilmekte ve kararın kesinleşip içeriğin yayından çıkartılması ve erişime engellenmesi ilgili yasada belirtilen sürelerden daha uzun sürebilmektedir. Ancak, her halükarda talebinizin kabul edilmesi halinde, ilgili kurum mahkeme kararını yerine getirmek zorunda olduğu gibi, mahkemeler içeriğin yayından çıkarılması ve erişime engellenmesi kararını Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na da göndermiş olduğundan, mahkeme kararı mutlaka yerine getirilmektedir.

İnternetten yayınlanan haber/yazı veya paylaşımlar aleyhine bu şekilde hukuki yollara başvuruda bulunulabilindiği gibi, aleyhine paylaşım yapılan kişi haber/yazı veya paylaşımın içeriğinin hakaret, tehdit, özel hayatın gizliliğinin ihlali vs. gibi Türk Ceza Kanunu’nda tanımlanan suçlar kapsamına girmesi halinde de, ilgili kişiler aleyhine Savcılığa şikayette bulunma ve maddi-manevi tazminat davasının koşullarının mevcut olması halinde de tazminat davası açma hakkına da sahiptir.

Sonuç itibariyle; günümüzde gerek ifade özgürlüğü gerek basın özgürlüğü gerekse kamu yararından bahisle pek çok haber/yazı/paylaşım gündemde yerini almaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus; her zaman, amaç ve araç arasında denge kurularak ifade ve basın özgürlüğü ilkeleri ile kamu yararı gözetilmelidir. Ancak, hiçbir zaman da özgürlüklerimizin kişilik hakları karşısında sınırsız olmadığı gerçeğini de unutmamalıyız.

Tüm Hakları Saklıdır. © 2020 UTB HUKUK | Etik Kurallar